Evrensel Din
Universal Religion
DAMLANIN YOLCULUĞU
Çok yüksek bir dağın yukarılarında yağan karın zamanla oluşturduğu buz kütlesinden mevsim değişimine bağlı olarak sıcaklık artışı sonucunda buzun erimesi ile meydana gelen ilk su damlası buz altındaki toprağa düşer ve diğer damlaları bekler. Daha sonra düşen diğer damlalarla beraber toprağı ıslatırlar ve kendilerini takip eden diğer damlalarla beraber akmaya başlarlar. Görünüşte yer çekimi etkisinde aşağılara, belki de aşağının da aşağısına inmeye başlarlar ve yolları üzerinde kendilerine katılan diğer damlalarla büyür, büyürler. Damlaların oluşturduğu su akışının devam edebilmesi için hem ilk çıkış noktasından hem de akış yolu üzerinde kenarlardan gelecek yeni damlalarla suyun beslenmesi gerekir. Akış yolu üzerinde su bazı yerlerde sakin akarken bazı yerlerde ise çağlayanlar yaparak yola devam eder. Hatta su kütlesi zaman zaman girdaplar oluşturur. Girdaplara giren su damlaları döner dururlar. Damlalardan bir kısmı girdaptan kurtulup hedefe doğru akışa devam ederken diğer damlalar dönmeye devam ederler. Girdaptan kurtulan damlalar ise belki başka girdaplarda dönmeye başlarlar.
Eğer kaynaktan gelen yeni damlalar olmazsa girdaptaki su kütlesi sakinleşir ve damlalar zamanla ya buharlaşır veya toprakta geçici olarak kaybolur. Buharlaşan damlalar tekrar kaynağa dönüp seyahatine yeniden başlar. Toprak altında kaybolan damla ise ya bir canlının su gereksiniminin giderilmesine katkı yapar veya toprak altında bir akarsuya veya bir su kütlesine katılır ve tekrar toprak üstüne çıkmayı umut ederek güneşe kavuşacağı günü bekler. Ancak girdaplardan kurtulan damlalar belki de daha ilerilerde başka damlalarla buluşup bir dere yaparak yoluna devam ederken başka derelerle buluşup bir nehir olur ve artık akışı genellikle sakinleşmiştir. Nehir olarak yoluna devam ederken belki bir bitkiye can suyu olur, belki de başka canlıların susuzluğunu giderir. Akış devam ettiği için her damla zaman zaman çeşitli sebeplerle yolculuğu durdurulsa da ve o yüzden seyahatine tekrar tekrar zirveden başlamış da olsa sonunda kendisi için çok öncelerden belirlenmiş olan hedefine; denize yani bütüne kavuşur. Beşerin hayat yolculuğu da sanki damlanın yolculuğu gibi değil mi? Beşer de hayattaki her türlü çalkantılara karşı sabır göstererek yoluna devam etmektedir. Kendisi için hazırlanmış hayat planına rıza göstererek gelmiş olduğu bu dünyada yaşayacağı güçlüklerle mücadele edebilme yeteneği zaten doğuştan kendisine sağlanmış değil mi? Çevremize baktığımızda hayat mücadelesi içindeki bireylerin kaç tanesinin huzura kavuştuğunu yani sakinleştiğini görebiliriz? Aslında huzura kavuşmak bireyin bütüne ulaşmaya başlamasının işareti değil midir? Bir beşerin sadece tek bir hayat süresince bahsedilen hedefe ulaşması mümkün müdür? Bilemeyiz. Oldukça zor bir aşama. Fakat aynen damlanın yaptığı gibi beşer de dünya okulundaki eğitimini gerektiğince tekrar edecektir. Gayretlerinin kendisini mutlu sona ulaştıracağını umuyorum. Her konuda olduğu gibi bu konuda da O’nun izni ve yardımı gerekecektir. Bütünlüğü kavrayabilmiş bireylerin oluşturacağı toplumlar ise her halde barış içindeki toplumlar olacaktır. Ne mutlu onlara.